21 Aralık 2019 Cumartesi

Şahabettin Küçükyazıcı/ADALALRDA ULAŞIM


www.yandex.com.tr
www.google.com



ADALARDA ULAŞIM
Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
ADALAR BELEDİYESİ BEŞ YIL ÖNCE ÖNERMİŞ
Adalar Belediyesi, fayton olayına çözüm bulmak için çok çalışmış. Hatta Haluk Şahin isimli bir girişimci bu amaçla ELEKTRİKLE ÇALIŞAN FAYTON getirmiş, ancak bürokrasi aşılamamış.
Haluk Şahin, “elektriksiz fayton” üretme hayalinin peşine nasıl düştüğünü anlatıyor: “Adalar’a ‘elektrikli bir mini otobüs’ getirdim. ‘Adadaki taşıma sıkıntısını ancak bunlar çözer’ dedim. Başlangıçta Adalar Belediye Başkanlığı sıcak yaklaştı. ‘Getir bir tane, bakalım’ dediler. Ben de aracı Güney Kore’den ithal ettim. Ada’da yetkililerle bu araçla dolaştık. Ama sonra çatlak sesler çıkınca iş yattı. Bir süre sonra da, bir yetkili çıkıp ‘Onu yapacağına elektrikli fayton yapamaz mısın?’ dedi. Ben de ‘Tamam’ deyip bu tasarımı ortaya çıkardım.” Şahin, üç yıllık bir çalışma sonucunda, “elektrikli faytonu” üretmiş ama Adalar Belediyesi araçları almaktan vazgeçince büyük bir hayal kırıklığına uğramış: “CNR fuarında ‘Elektrikli Faytonu’mu sergileyince, Ada sakinleri gelip elimi sıktılar. ‘Bu aracı mutlaka adada görmek istiyoruz’ dediler. Ada halkı artık “atlı faytonları” istemiyor. Pisliğinden bıkmışlar. Ama ben maalesef Ada’daki bürokrasiyi geçemedim. Belediye Başkanı’na gittiğimde, ‘Sezon bitti; artık düşünmüyoruz’ dedi. Çünkü Adalar’da büyük bir rant oluşmuş. Bir faytonun durak parası 150 bin YTL. 125 tane de fayton var. Şimdi o ranttan çıkıp da 19 bin TL’ye bizim elektrikli faytonları almaları çok zor. Demek ki, oy kaygısı da var. 250 faytoncu, aileleriyle beraber 1000 kişi ediyor. Başbakan da gelip onlara ‘Buradan sizi kimse çıkaramaz’ demiş. Büyükşehir Belediyesi oraya 8 trilyonluk bir ahır yardımı yapmış. Ama ahırın durumu da rezalet. Bir görseniz, kimse atını diğerinden ayırıp da bulamıyor bile...” 
MEVCUT DURUM
Adalar'daki at ahırları 2008 yılında işletmeye açıldığı ifade edilen, yaklaşık 20 bin metrekare alanda at ve fayton park işletmeciliği yapıldığı ifade edilmektedir.. İSTAÇ AŞ ile birlikte at gübrelerinin atılması sağlanıyor. 
Adalarda toplam fayton kapasitesi 140 iken, 226 fayton hizmet veriyor. Bir giriş kontrol kulübesi, 80 yatak kapasiteli bir seyis evi, kullanılmayan bir sosyal tesis binası, 14 blok (at ahır) olmak üzere 17 yerleşke bulunuyor. 
Burada ayrıca bir alan sorumlusu 2 personel görev yapıyor. 
ELEKTRİKLİ TİCARİ ARAÇ:
47 yaşındaki Haluk Şahin, İTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun. Eskiden profesyonel voleybol oynamış. Hatta 1988-90 yılları arasında Milli Takım forması giymiş. Sporu bıraktıktan sonra “Vakumlu yol süpürge makineleri” üzerine ihtisas yapmış ve elektrikli golf arabası ithalatında bulunmuş. Bir fuarda girdiği iddia uğruna, sadece yapabileceğini kanıtlamak için dünyanın ilk “elektrikli faytonu”nu üretmiş. Sektörde 35 yıllık deneyime sahip olan Şahin’in geliştirdiği “atsız fayton”, üç yıllık bir AR-GE çalışmasının ürünü. Araç, 4 saatlik şarjla, 80 km. mesafe gidebiliyor. Tasarımıyla ve içindeki eşyalarıyla Adalar’daki “nostaljik” faytonları aratmayan aracın saatteki hızı ise 50 km... 
Atlı faytonla, elektrikli faytonu maliyet açısından kıyaslamasını istediğimizde, Haluk Şahin ilginç bir tablo çıkarıyor ortaya: “Atların iaşesi, veteriner hizmetleri zor. Bir atı faytona koşmak 1 saatini alır, koşumlarını tak, koşumlarını çıkart, uzun iş... Bunların veteriner  bakımları da çok daha pahalı. Ata bir sancı iğnesi yapıyorlar, maliyeti 225 milyon. Faytoncular da bu parayı veremiyor. Çünkü bütçeleri yok. Her at 2-3 milyar lira değerinde. Beş yıl sonra bu atlar ölüyor. Ölülerini oraya mı gömüyorlar, denize mi atıyorlar, belli değil. Atık olarak denize gittiğini söyleyenler de var. Faytoncunun bir faytonu koşabilmesi için en az 8 atının olması lazım. Bu atların da her iki- üç saatte bir değiştirilmesi  lazım. Atların artık yorgunluktan diz kapakları soyulmuş. Hayvanların dili yok ki şikayet etsin. Aslında faytoncular da istiyorlardı. ‘Bir kooperatif kuralım’ dediler. Ama arkası gelmedi...”

ELEKTRİKLİ FAYTON, 2 TL’YE 80 KM. HIZLA GİDİYOR 
Haluk Şahin, aracı geliştirmek için Denizlili fayton ustası Metin Demir’le çizimler yapmış. Sonunda yüzde 45 rampa çıkabilen ve 6 kişilik bir “elektrikli fayton” aracı icat edilmiş. Şahin, toplam 160 parçadan oluşan elektrikli faytonun teknik özelliklerini şöyle anlatıyor: “Aracı 4 saat şarj ettiğinizde 80 km. yol gidebiliyor. 80 kilometrelik yolun elektrik maliyeti 2 YTL... Araca şişme lastikler koyarak lastiklerin çapını küçülttük. Amaç esnek olması ve rampa çıkmasıydı. Elektromanyetik diferansiyel koyduk. Böylece, ayağınızı gazdan aldığınızda, aynı otomobillerdeki gibi ‘kompresör’ yapabiliyor. Elektrikli faytonun bir ileri, bir de geri vitesi var. Bir pedal gaz, diğer pedal da fren işlevi görüyor. Otomobillerden farklı olarak, frenin bulunduğu pedal, aynı zamanda el freni işlevi görüyor. Elektrikli faytonun satış fiyatı 19 bin 500 dolar. 35 iş gününde teslim ediyoruz.” 
 adalarda elektrikli fayton ile ilgili görsel sonucu
DÜNYADA DURUM: NEWYORK ÖRNEĞİ
Nostaljinin korunması için, Newyork örneğinin de Adalara uyarlanması mümkündür.
Atlara kötü muamele yapıldığı gerekçesiyle hayvan severlerin eleştirdiği Adalar’daki faytonlar  konusunda uzun zamandır araştırmalar yürüten isimlerden Kınalı Platformu Sözcüsü Nurhan Çetinkaya’nın önerisi ise Adalar için New York modelinin uygulanması. Faytonların belediye sorumluluğunda hizmet vermeye başladığı günden bu yana sorun yaşandığını belirten Çetinkaya, dünyanın önemli merkezlerinde NewYork’ta da atlı faytonların şehir nostaljisinin baş aktörü olarak görev yaptığını ancak belli düzenlemeler bulunduğunu anlatıyor. 68 faytonun olduğu Newyork’ta fayton plakasının 600 bin dolar olduğunu kaydeden Çetinkaya, “Plakanın azlığı ve hizmetin belli bir standartta olması fiyatları bu derece yükseltiyor” dedi.
YANGIN SONRASINDA DURUM:
Esas itibariyle, Büyükşehir mevzuatı çerçevesinde ulaşım hizmetleri Büyükşehir Belediyesi yetki ve sorumluluğunda bulunmaktadır.
Adalarda yıllardır ulaşım atlar tarafından çekilen fayton adı verilen araçlarla sağlanmakta olup, bu sistem kendi içinde pek çok sorunu da barındırmaktadır.
Zaman zaman gündeme geldiği gibi, geçen haftaki yangın onunda, Sayın Erdoğan'ın da “Atları özgürlüğüne kavuşturacağız" açıklamasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adalar'da toplu taşımanın elektrikli araçlarla yapılması için karar almış olduğu öğrenilmiştir.
Belediyeden yetkililerinden öğrenildiğine göre, öncelikle Kınalıada'da olmak üzere; her biri en fazla 12 kişilik olmak üzere elektrikli araçla toplu taşımacılığın yapılması amaçlanıyor.
İlk araç önümüzdeki günlerde hizmet vermeye başlayacak. Yolculuk ücretleri, İstanbul kart ile entegre olacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile işletmesi İspark AŞ tarafından yapılacak. Bu uygulama test edildikten sonra zamanla tüm Adalar'daki toplu taşıma hizmetinin, elektrikli araçlarla yapılması planlanıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar'da faytonların yerine hizmet verecek elektrikli araçların fotoğraflarını kamuoyuyla paylaştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı tarafından yazlık ve kışlık olarak tasarlanan, yanları açık sarı renkli elektrikli araçlara aynı anda 12 kişi binebilecek. Öte yandan tamamen kapalı olan mavi renkli araçlarla ise 16 yolcu taşınacağı ifade edilmektedir.
Atlara eziyet olmasın diye elektrikle çalışan  ama modern değil nostaljik bir görünümlü atsız klasik faytonu (Fayoto)15 yıl önce Haluk Şahin tarafından icat edlimişti.Elektrikli fayton, 1 şarjla 6 saat gidebiliyor. Atlı faytonun çıkamadığı dik yokuşlarda rahatlıkla yol alabiliyor.
FAYTONCULAR ELEKTRİKLİ FAYTONA TEPKİLİ
Faytoncular Odası Başkanı ise hayvan hakları savunucularını hedef aldı. 
Faytoncular Odası Başkanı Hıdır Ünal,  kararın ardından hayvan hakları savunucularını hedef alan bir açıklama yaptı. Ünal, “Faytonlar kaldırılırsa o atları da özgür ortama salınmasını isteyen hayvan severlere teslim edeceğiz herhalde. Bu atları ne yapacaklarsa onlar düşünsün. Uygularsa da kabul edebileceğimiz bir durum değil. Bu duruma ancak hayvan severler sevinir.”
Faytoncular Odası Başkanı Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ortada bir bilgi kirliliğinin dolaştığını, bu işi bu noktaya hayvan hakları savunucularının getirdiğini iddia etti: “Onların yaptığı haberlerin tamamı baştan sona yanlış. Yılda 600, 700 atın öldüğünü iddia etmişler. Biz zaten bin atla iş yapıyoruz. 700 at ölürse, fayton başına bir at düşer. Biz günde 6 atla çalışıyoruz. Hikayenin gerçeği o değil. Biz inanıyoruz ve güveniyoruz ki Cumhurbaşkanı bizi mağdur etmeyecektir.” 
ADA'DA FAYTONUN DIŞINDA BİR ŞEY YOKMUŞ
Adalar'daki 277 faytoncunun, elektrikli faytonlarda istihdam edilebileceği yorumlarını değerlendiren Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu düşünceye sıcak bakmıyorum çünkü bu sürdürülebilir bir proje değil. İnsanlar meseleye, 'Adada çok büyük bir yoğunluk var, bunları atların çekmesi yerine akülü veya elektrikli faytonlar çeksin' diye düz mantıkla bakıyor. Buraya gelen insanların tamamı atlı fayton için geliyor. Akülü fayton dünyanın her yerinde var. İnsanlar buna ilgi duymuyor. Dolayısıyla Adalar'ın ekonomisi de alt üst olacaktır. Adanın tek ekonomisi, fayton ekonomisinden geçiyor. Adada fayton olmazsa, adanın yoğunluğu zaten olmayacak. O zaman kimi taşıyacaklar ki. Adalar'da faytonun dışında ne var. Fayton kalkınca insanlar adaya niye gelsin? O nedenle ada esnafı da mağdur olacak. Diyen Oda Başkanı, ayrıca Adada binin üzerinde at bulunduğunu, elektrikli araçlarla ulaşım sağlanması halinde bunları hayvan severlere teslim edeceklerini söylemiştir.
  adalarda elektrikli fayton ile ilgili görsel sonucu
NOSTALJİ İÇİN BAŞKA BİR ÖNERİ
Bu araçların kullanılmaya başlamasından sonra da, Adalarda at görmek isteyenler için, binek hayvanı olarak atların bulundurulması ile ilgili bir organizasyon yapılabilir.
Moskova ziyaretimizde, Arbat sokağında bu amaçla atlar bulunduğu görülmüştür
    adalarda elektrikli fayton ile ilgili görsel sonucu

FAYTONCULAR DİRENİŞTE.

faytoncular direnişte

Şahabetin KÜÇÜKYAZICI 

İSTANBUL BELEDİYESİ ADALAR'DA ELEKTRİKLİ FAYTON
ÇALIŞTIRMA KARARI ALINCA, FAYTONCULAR BUNA KARŞI ÇIKIYORLARMIŞ.
AKLIMIZA GELDİ:
ŞEHİR HATLARI GEMİLERİ İÇİN BOĞAZ'DA İSKELELER YAPILIRKEN, UMUM SANDALCILAR CEMİYETİ BİR DİZİ EYLEMLERDE BULUNMUŞ, GECELERİ İSKELE İNŞAATLARINA ZARAR VERMİŞ , GEMİLER ÇALIŞMAYA BAŞLAYINCA DA YOLCULARI TAŞLAMIŞTIR. YILLAR BOYU GEMİLERDE SİLAHLI JANDARMA SEFER SIRASINDA NÖBET TUTMUŞTUR

17 Aralık 2019 Salı

Lise yılları

lise yıllarıŞAHABETTİN KÜÇÜKYAZICI /Lise anıları

Görüntünün olası içeriği: 39 kişi

TEKEL KANYAK

www.google.com
www.yandex.com.tr

Şahabettin KÜÇÜKYAZICI/ HABER
TEKEL KANYAK ÜRETİMİ YOK OLDU
MEHMET YALÇIN yazdı.

Dünyanın 5. büyük bağcı ülkesinde 10 yıldır bir şişe bile kanyak üretilmiyor, bu içki Fransa’dan, Almanya’dan ithal edilip oraların bağcısı, damıtımcısı zengin ediliyor. Çanakkale Kanyak Fabrikası yıkılıp yerine AVM yapıldı, onbinlerce avroya ithal edilmiş yeni imbikler haraç mezat hurdacılara satıldı. Şu kış günlerinde hem içimizi ısıtacak, hem de geliri ülkede kalacak bir yerli içkinin yok edilişinin hazin öyküsü

Fotoğraf açıklaması yok.

Şahabettin Kücükyazıcı-KANAL İSTANBUL GEREKLİ Mİ?


www.google.com
www.yandex.com.tr

Şahabettin Küçükyazıcı/Haber


KANAL İSTANBUL ÜZERİNE

Şahabettin KÜÇÜKYAZICI

İstanbul ve Çanakkale Boğazları, tarih boyunca onlara sahip olan Devletler için önemli avantajlar sağlamıştır. Bizans, Boğazlar sayesinde egemenliğini uzun yılları sürdürmeyi başarmıştır. Anadoluyu işgal etmek istiyen düşman orduları, Çanakkale'yi geçemedikleri için başarılı olamamışlardır.
Dünya Savaşı sonunda, Avrupa’nın önde gelen devletleri boğazları ele geçirmek için uğraşları, Türk Milli Kurtuluş Savaşı ile son bulmuştur.
Barış görüşmeleri çerçevesinde, Boğazlar konusunda 20.07.1936 tarihinde Montrö Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 2. Maddesi ile  bütün ülkelerin ticaret gemilerine boğazlardan geçiş serbestisi tanınmıştır.
Ancak, harp gemileri ile ilgili kısıtlama bulunmaktadır. Karadeniz’de kıyısı olmayan ülkeler sürekli savaş gemisi bulunduramayacaktır. Barış zamanında ise, Türkiye’ye bildirimde bulunduktan sonra 5 gün içinde  Çanakkale Boğaz’ınan girmek koşuluyla, 21 gün süreyle Karadeniz’e girebilecekler, 18/2. Madde uyarınca 21 günün sonunda, Çanakkale Boğazı’ndan çıkmış, Türk Karasularını terk etmiş olacaklardır.
Hatta, 14. Madde ile sayı ve tonaj bakımından kısıtlamalar getirilmiş,toplam tonajın 15.000 aşamayacağı, sayı olarak da 9 adedi geçemeyeceği, 18. Madde ile Karadeniz’deki en güçlü  donanmanın tonajından fazla tonajda gemi bulundurulamayacağı  kabul edilmiştir.
Bütün bunlardan başka, savaş zamanında da Türkiye’ye tam kontrol konusunda yetki verilmiştir.
Bu özet bilgiler ışığında, ABD’nin  bu anlaşmadan son derece rahatsız olduğu anlaşılacaktır.  Halbuki, ABD Karadeniz’de istediği gibi at oynatmak hevesindedir. Emperyal amaçları için Rusya’yı saf dışı bırakmak istemektedir.
Bu konular, 2006   yılında ABD Kongresinde, Montrö Sözleşmesinin günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi şeklinde gündeme getirilmiştir.
Beş yıl aradan sonra, 2011 yılında Türkiye KANAL İSTANBUL projesi ile tanışmıştır.
Kanal İstanbul projesi açıklanan şekliyle, yukarıda özetlediğimiz Montrö Sözleşmesinin işlerliğini kaldırıp, ABD Kongresinde konuşulan hedeflerin gerçekleşmesi anlamına gelecektir. Zira, Marmara’da bulundurulacak askeri gemiler konusunda Montrö’de bir hüküm bulunmamaktadır.
TÜRKİYE BUNU FİNANSE  EDEBİLİR Mİ?
İlk belirlemelere göre, 45 km uzunluğunda, 150 metre genişlik ve 25 metre derinliğinde  bir kanaldan bahsedilmekte, maliyetinin   75 milyar TL (Yaklaşık, 10 milyar Dolar) olacağı hesaplanmaktadır.
Yine açıklanan bilgiler ışığında, yıllık  6 milyar dolar gelirden bahsedilmektedir. Ki halen İstanbul Boğazı’ndan geçen yıllık ortalama yaklaşık 40 bin geminin yaklaşık 80-90 bin dolar geçiş ücreti ödemesi gerekmektedir. İstanbul Boğazı, uluslar arası sözleşme ile ücretsiz ve süre bakımından Kanal İstanbul ile aynıı yol ve zamanda geçilebilmekte  iken bu bedeli kim neden ödeyecektir?
İktidar bu bedeli diğer otoyol ve köprü yapımında yaptığı gibi taahhüt etmek suretiyle YAP-İŞLET usulü ile gerçekleştirmek yoluna gitmeyi düşünüyor olabilir.
Bu yolun da, yukarıda açıklandığı üzere, Türkiye bütçesinden akıl almaz boyutlarda bir kaynak transferine neden olacağı açıktır. Yani, Kanal İstanbul beklenen bu gelire asla ulaşamayacaktır.
DİĞER OLUMSUZLUKLAR
Günlerdir, bilim adamları, basın ve televizyon kuruluşları tarafından yapılan programlardan anlaşıldığına göre, sayısız ekolojik sorunlar söz konusudur.
Ulusal güvenlik bakımından, Türkiye’yi büyük bir açmaza sürükleyecektir.
Proje İstanbul’da 2 milyon nüfus artışı tahmin etmektedir. Bilindiği üzere, İstanbul ciddi bir su sorunu yaşamaktadır. Kanal İstanbul’un mevcut su kaynaklarını da olumsuz etkileyeceği bütün uzmanlar tarafından öngörülmektedir.
Ayrıca, 200 yıldır Avrupa sanayi atıklarını kabul eden Karadeniz, buradan bulacağı yeni akıntı ile bunları Marmara’ya nakledecektir.
SONUÇ
Türkiye’nin günümüzde böyle bir ihtiyacı yoktur.
Hatta, bu projeler için yatırım yapacak kaynakları olmadığı gibi, tarımsal üretim, sanayi üretimi ve işsizliğin giderilmesi konusunda önemli dar boğazları bulunmaktadır.
Halen Boğazlar’da ciddi bir çözümlenemez trafik sorunu olmadığı gibi, Montrö Türkiye’nin  uluslar arası sigortasıdır.
Türkiye, sayıları milyonla ifade edilen işsizlerin iş bulmasına yönelik yatırımlar planlamalı ve kaynaklarını bu yolda kullanmalıdır.
Kamu harcamalarında,  yerindelik  ve maliyet ön planda tutulması gereken bir prensiptir.
Kanal İstanbul projesinden vaz geçilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.



14 Aralık 2019 Cumartesi

Şahabettin Çanakkale'de

Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
Çanakkale Anıları.
Hayali cihan değer.

13 Aralık 2019 Cuma

KKTC - LONDRA direkt uçuşlar başlamalıdır


kktc-londra


Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
"GAZETE İSTANBUL OLARAKDESTEKLİYORUZ"
İzolasyonlar Hakıksuzdur.
Yok hükmündedir.
KKTC Bağımsız Bir Devlettir.
ŞK

Londra'da ikinci kez 17 Haziran’da düzenlenecek 'Kıbrıs Türk Kültür Festivali', İngiltere ve Kıbrıs’a direkt uçuşlar için kampanya başlatılacak.
Konuyla ilgili bilgi veren İngiltere Kıbrıs Türk Ticaret Odası (İngiltere KTTO) Başkanı Muhammet Yaşarata 17 Haziran’ın KKTC için bir dönüm noktası olacağını söyledi.
Yaşarata, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi’nin  17 Haziran'da EnfieldTown Futball Club Donkey Lane'de organize ettiği "Kıbrıs Türk Kültür Festivali"nde İngiltere’den KKTC’ye direkt uçuş için kampanya başlatacaklarını söyledi.
Londra’da yaşayan KKTC’li yurttaşlarla başlatılacak kampanyanın bir öndüm noktası olacağını belirten Yaşarata şunları söyledi : 
"Kıbrıs Türk Ticaret Odası, İngiltere Kıbrıs Türk Konseyi ve İngiltere Kıbrıs Türk Ticaret Odası bu kampanyayı Festival'de başlatacak. 
Konsey'in organize ettiği "Kıbrıs Türk Kültür Festivali", 17 Haziran'da EnfieldTownFutball Club DonkeyLane'de bir günlük olarak gerçekleşecek. 
İngiltere’nin 2019'da Brexit ile AB'den ayrılacak olması hükümeti üçüncü ülkelerle yeni ticari anlaşmalara yöneltmişti. 
Uzmanlar, KKTC'nin bu süreç içinde izolasyonları kaldırması ve direk uçuşu sağlaması için uygun bir ortam olarak değerlendiriyor ve AB'nin dayattığı izolasyonların Birleşik Krallık tarafından kaldırılma olasılığını her zamankinden güçlü görüyor. (Faruk Eskioğlu)
İngiltere'den KKTC'ye Direkt Uçuş İçin Kampanya Başlatılacak