Şahabettin Küçükyazıcı, 30.1.2019 günü, SDDİstanbul'da Emekli Sen ile toplantıya katıldı.
30 Kasım 2019 Cumartesi
26 Kasım 2019 Salı
TEKİRDAĞ BÜYÜKŞEHİR/Brifing
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, daire başkanlıkları ile değerlendirme toplantıları kapsamında,Teftiş Kurulu Başkanlığından brifing aldı.
28.12.2016 13:40:45
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, daire başkanlıkları ile değerlendirme toplantıları kapsamında, Teftiş Kurulu Başkanlığından brifing aldı.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleşen toplantıda Başkan Albayrak'a, 2016 yılı genelindeki çalışmalar ve 2017 yılı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanan projelerle ilgili Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından sunum yapıldı.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleşen toplantıda Başkan Albayrak'a, 2016 yılı genelindeki çalışmalar ve 2017 yılı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanan projelerle ilgili Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından sunum yapıldı.
25 Kasım 2019 Pazartesi
MADALYA TÖRENİ
www.google.com
www.yandex.com.tr
www.yandex.com.tr
Şahabettin Küçükyazıcı Madalya aldı.
Kıbrıs Barış Harekatına katılmış olması nedeniyle, KKTC Hükümeti tarafından ŞEREF MADALYASI ile ödüllendirildi.
"Madalyası Şişli Kaymakamı tarafından törenle verildi"
KIBRIS BARIŞ HAREKATI
Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
Türk Ordusu, 20 Temmuzda Türkleri Rum mezaliminden kurtarırken, Güney Kıbrıs ve Yununistan'da Cuntanın yıkılmasını sağlamıştır.
KIBRIS TÜRKÜ SONSUZA KADAR ÖZGÜR KALACAKTIR.
1959 yılında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında imzalanan Zürih (11 Şubat 1959) ve Londra Anlaşmaları (19 Şubat 1959) ile bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının ortak eşitliğine dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Rum toplumu lideri Makarios Cumhurbaşkanı, Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilmiştir. Ancak, 1963 yılından itibaren Rumların silahlı saldırıları sonucu Kıbrıs Türkleri ülke yönetiminden baskı ile uzaklaştırılmıştır. Rumların, adayı Yunanistan’a bağlama hedefine ulaşmak yani Enosis'i gerçekleştirmek üzere yürüttükleri saldırılar ve ambargolar 1963-1974 yılları arasında artarak devam etmiş, Kıbrıs Türk halkı adanın %3’lük bir bölümüne sıkıştırılmıştır.
1974’e gelindiğinde Yunan Cunta Hükûmeti, adanın ilhak edilme zamanının geldiğine inanmış, fakat Makarios’u da bu ilhak için engel olarak görmüştür. Bu sebeple Atina, adadaki Yunan subayları vasıtasıyla Makarios’u iktidardan düşürmeye çalışmıştır. Nihayet 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı darbe yapan Nicos Sampson, adayı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan süreci başlatmıştır. Sampson darbesinden sonra Cunta, hem kendine karşıt olan soydaşı Kıbrıslı Rumları hem de Türkleri katletmeye başlamıştır.
Gelişen bu olaylar üzerine Kıbrıs’ta garantör olan Türkiye, 20 Temmuz 1974 günü, adaya müdahale ederek uzun süredir devam eden çatışmalara, kan dökülmesine ve çekilen acılara son vermek üzere harekete geçmiştir. Türkiye, 1959 yılında hazırlanan ve 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla uluslararası geçerlilik kazanan Garanti Anlaşması’ndan doğan haklarını kullanarak söz konusu müdahaleyi gerçekleştirmiştir.
20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Birinci Barış Harekâtı, Türk birliklerinin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz plajına da çıkarma yapmasıyla başlamıştır. 21 Temmuzda Türk uçakları Rum mevzilerine karşı harekete geçmiş; 4’üncü Paraşüt Taburu ile birleşen Kıbrıs Türk Kuvvetleri, Lefkoşa Havalimanı ve Kaymaklı bölgesine taarruza başlamıştır.
Bu arada 2’nci ve 3’üncü Komando Taburları da Zeytinli istikametinde ilerlemişlerdir. 22 Temmuz günü 3’üncü Paraşüt Taburunun taarruzu sonucu, Deliktepe düşerken Türk birlikleri önce Girne’ye girmiş, daha sonra Lefkoşa’ya yönelmiştir. Böylece Girne-Lefkoşa hattı birleştirilmiştir.
Gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin çağrısı gerek Kıbrıs'taki çıkarmanın askerî durumu nedeniyle; Türkiye, 22 Temmuz günü saat 17.00’den itibaren harekâta son vermiştir. Ancak bu ilk Barış Harekâtı, Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğinin sağlanabilmesi için yeterli olmaktan uzaktır. Lefkoşa-Girne yolunun denetim altına alınmasıyla, Lefkoşa’nın Türk kesiminin denizle bağlantısı sağlanmıştır. Bunun dışında kalan yerleşim bölgelerinde ise, başta Magosa olmak üzere çok sayıda Türk güvenlikten yoksun kalmış; Rum ve Yunan kuvvetlerinin merhametine bırakılmıştır.
Kıbrıs’ta ateşkes sağlanması ile birlikte Yunan Hükûmeti istifa etmiş, Karamanlis Fransa’dan Atina’ya dönerek ulusal birlik hükûmeti kurmuş, Kıbrıs’ta ise Sampson iktidardan çekilerek yerine eski Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides geçmiştir.
Kıbrıs konusunda garantör devlet olan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın Dışişleri Bakanları Cenevre’de bir araya gelerek, 25-30 Temmuz ve 8-13 Ağustos tarihleri arasında iki aşamada barış koşullarını görüşmüşlerdir. Burada Kıbrıs Türklerini temsil eden heyet, adanın yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, iki kesimli bir federasyon kurularak Türk tarafına %34 toprak bırakılması gerektiğini belirtmiş, Rumlar ve Yunanistan buna yanaşmamıştır.
Tüm bu gelişmeler üzerine Türkiye, 14 Ağustos sabahı “İkinci Barış Harekâtı”nı başlatmıştır. Harekâtın amacı, doğuda Magosa ve batıda da Lefke’ye kadar olan bölgelerin Rum işgalinden kurtarılmasıydı. Plan dâhilinde hareket eden Türk Ordusu, 15 Ağustos günü Magosa’yı, 16 Ağustos günü de Lefke’yi ele geçirmiştir.
Türkiye’nin 16 Ağustos 1974 tarihinde ateşkes ilan etmesini müteakip, yıllardır ekonomik ve toplumsal zorluklar içinde yaşayan Kıbrıslı Türkler özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Türk Ordusunun o tarihten bugüne kadar Kıbrıs'ta devam eden varlığı, adadaki barışın ve her iki tarafın güvenliklerinin teminatı olmuştur.
23 Kasım 2019 Cumartesi
22 Kasım 2019 Cuma
TEKEL ÜZERİNE/Basından
BİR ZAMANLAR TEKEL VARDI, SONRA NE OLDU!02 Mart 2012
Dün bir okuyucumdan aldığım bilgi notunu size aynen iletiyorum, hiçbir yorum yapmıyorum. Tekel’in başına gelenleri, kimlere nasıl rant yaratıldığını sizlere aktarmakla yetiniyorum.
İşte o bilgi notu:
“Sayın Çölaşan, şimdi yazacaklarım, yaklaşık 150 yıldır bu millete ait olan pırlanta değerinde bir kuruluşun acı öyküsü. Onlarca fabrikaları, arsaları, binaları olan, 40 bin çalışanın, 600 bin ailenin ise destekleme yoluyla geçim kaynağı olan ve bu ülkeye başta çok sayıda okullar olmak üzere nice yatırımlar yapan TEKEL’inacıklı hikâyesidir.
Her şeyden önce marka olmuş servet değerinde bir Cumhuriyet kuruluşu olan TEKEL lime lime parçalanıp her bir bölümü parça parça birilerine, özelleştirme adı altında AKP’lilere peşkeş çekildi.
TEKEL Genel Müdürlüğü Özelleştirme adı altında önce içki sonra sigara fabrikaları, ardından gayrimenkulleri, markası, son olarak da depolarında bulunan 180 bin tonluk tütünleri satıldı ve binlerce işçi işten çıkarıldı.
Bütün başmüdürlükler kapatıldı, fonksiyonunu yitirdi. Elinde kalan 150-200 çalışanı ile diğer özelleştirilen kurumlarda olduğu gibi, iki- üç ay içinde tasfiye işlemlerine tabi tutulması gerekirken, faaliyeti sona eren bu kuruma yeni yönetim kurulu üyeleri atanıyor ve bitmiş TEKEL, yeni rant kapısı yapılıyor.
Dağıtılan, yok edilen tarihi TEKEL son olarak “Gayrimenkullerin Satışı A.Ş genel müdürlüğüne dönüştürülerek, merkezi Ankara Atatürk Orman Çiftliği’ne taşınıyor. Yeni kadrolar kurulacak.
Kamuya ait olan bu arsa ve gayrimenkuller bu genel müdürlük aracılığı ile satılacak ve yeni rant kapıları yaratılacak. Peki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ne iş yapacak?
Bugüne kadar tüm özelleştirmeyi ve satışları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yaparken, bu yetkisini kimseye devretmezken, hatta kendi bünyesinde bu satış ve ihale işlemleri ile ilgili Gayrimenkul Değerlendirme Dairesi ile İhale Dairesi gibi iki Daire başkanlığı aktif görev yaparken, yeni bir genel müdürlüğün kurulmasının amacı ne?
Yeni gelir ve rant kapısı mı açılıyor? Bu konuda çok pis kokular şimdiden gelmeye başladı. Madem yeni bir genel müdürlük kurulacaktı, neden altın yumurtlayan TEKEL’i öldürüp bitirdiniz? Hangi taşınmazları kimlere ve nasıl peşkeş çekeceksiniz?
Yıl 1883: Sigara ve alkollü içkilerin tüm gelirleri, yabancıların yönettiği Düyun-u Umumiye’ye bırakıldı. 1923: Cumhuriyet Kuruldu. 1925:Sigara devletleştirildi. 1926: İçki devletleştirildi.
1946: İşin adı, Tekel oldu. 1954: İlk dış borcun alınmasından
(1854′te alınmıştı) 100 yıl sonra, Düyunu Umumiye’ye son taksit ödenebildi. 1969: Tekel Kanunu çıktı.
X X X
Kısa bir hatırlatma: TEKEL, 40 bin çalışanına maaş ödedi, ailelerine sosyal imkân sağladı. 600 bin aileye destekleme adı altında ödeme yaptı. Üzüm ve tütüncülüğü geliştirdi.
Devlete her yıl milyar dolar vergi ödedi.
Rakı bölümü 292 milyon dolara satıldığı yıl, rakı devlete bir milyar dolar vergi ödüyordu.
17 Sigara Fabrikası 1 milyar 720 milyon dolara satıldığı yıl, devlete 2 milyar dolar vergi ödeniyordu.
Kısacası, tarihi TEKEL, sigara ve rakı olarak toplam 2 milyar dolara satılırken, aynı kurum devlete yılda 3 milyar dolar vergi ödüyordu.
AKP 2002 yılında iktidar oldu.
Adapazarı, Düzce, Çine, Turgutlu, Mudanya, Yenişehir, Kocaeli, Hendek, Sinop, Şarköy, Merzifon, Geyve, Gölmarmara, Soma, Savaştepe, Ulubey, Ahmetli, Yenice, Çivril, Fethiye, Bergama, Dikili, Trabzon ve Menemen Yaprak Tütün kuruluşları kapatıldı. Binlerce işçi işsiz bırakıldı.
2004 yılında rakı fabrikaları satıldı.
Bunların tümü 292 milyon dolara satıldı. Sadece Bilecik’teki fabrika 100 milyon dolar ediyordu. Satılırken 35 milyon dolarlık rakı stoku, 100 milyon dolarlık kuru üzüm, suma, şişe, etiket ve anason stoku vardı.
Bunlara ait trilyonluk bina ve arsaları saymaya gerek yok. Bütün bunlar onurlu Tekel bürokrat ve çalışanlarına inisiyatif verilmeden, onların öneri ve düşünceleri dikkate alınmadan, ÖİB ve Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun kararı ve onayı ile yapıldı.
Rakı bölümü bu fiyat ve imkânlarla birilerine peşkeş çekilirken, aynı TEKEL’insadecebubölümü aynı yıl devlete bir milyar dolar vergi ödemişti.
2006 yılında TEKEL rakısını satın alan firmalar, aynı rakıyı 810 milyon dolara Amerikalılara sattı. Sadece iki yılda 550 milyon dolar para kazandılar!
810 milyon dolara rakıyı alan Amerikalılar, bir yılda 950 milyon dolar ciro yaptılar.
Devlet’ten 292 milyon dolara al, hemen sonra Amerikalıya sat!
2008 yılında sigara da satıldı.
(British- American’a)
TEKEL Genel Müdürlüğünün onurlu bürokratları ve TEKEL çalışanlarının envanter kayıtlarına göre, en az 3 milyar dolar eden TEKEL Sigara Fabrikaları, (Samsun-Tokat- Malatya-Adana-Maltepe-Bitlis ve diğer tüm fabrikalar ) şehir içindeki en değerli arsaları, makineleri, araç gereçleriyle birlikte İngiliz-Amerikan şirketi BAT’a1 milyar 720 milyon dolara satıldı.
Aynı yıl TEKEL, aynı fabrikalarda üretilen sigaranın gelirlerinden 2 milyar dolar vergi ödemişti. Kısacası tarihi TEKEL fabrikaları, bir yıllık vergi gelirlerinin bile altında peşkeş çekilmiş oldu.
Tesadüfe bakın ki, satıldığı gün TEKEL’in sadece iki fabrikasındaki “Sert paket kapasitesi” 32 milyon kiloya ulaşmıştı. Sert paket sigara
(2001 ve Samsun 216) tiryakilerin aradığı markalardı ve üretildiği anda hemen satılıyordu. Yok pahasına satıldılar.
TEKEL’in sadece iki fabrikasının üç yılda elde edeceği kazanca denk düşen bir para karşılığında, tam altı şehirdeki fabrikaları satıldı.
Sadece Tokat-Adana ve Samsun’da şehir merkezindeki arsalar 2-3 milyar dolar değerindedir.
150 yıllık TEKEL 17 dakikada makineleri, marka değeri, pazar payları, bina ve arsalarıyla peşkeş çekildi.
TEKEL’in yaprak tütün işleme fabrikalarındaki tütünler içinden,
(en kaliteli olanlardan) 25 milyon kiloyu seçtiler. Bu tütünün kilosunu dünya fabrikaları en az 5 dolardan yalvararak satın alıyor.
125 milyon dolar değerindeki söz konusu tütünü İngiliz-Amerikan şirketine hediye olarak sundular. Bütün işlemler ÖİB tarafından yapıldı.
150 yıllık tarihi TEKEL Genel Müdürlüğü tarih oldu.
Deposunda bulunan binlerce tonluk kaliteli tütünler ucuza satıldı.
Bu kaliteli tütünlerin kimlere ve hangi fiyata satıldığı konusu mutlaka araştırılmalıdır.
Ankara, İstanbul ve İzmir’deki başmüdürlüklerde çalışan işçiler işten çıkarıldı.
TEKEL’e ait 200′eyakın gayrimenkul peşkeş çekildi, satıldı, büyük arsaları “Vakıflara veriyoruz” adı altında 49 yıllığına kiraya verildi.
Daha önce özelleştirilen Seka, Zirai Donatım, Gübre Sanayi, Demir-Çelik Turban, Sümer Halı ve diğer genel müdürlüklerin tasfiye işlemlerini tamamlayan profesyonel bir kadrosu vardı.
TEKEL’in ise her şeyi gitti.
TEKEL’in İstanbul Unkapanı’ndakialtın değerinde 3 bin metrekare arazi üzerinde 2.500 metrekarelik beş katlı binasından sonra, Kartal Cevizli’deki 380 bin metrekarelik pırlanta arsası da iktidara yakın bir vakfa “Üzerinde üniversite kurulsun” diye tahsis edildi.
TEKEL’inKartal Cevizli’deki sigara fabrikasının, ambalaj fabrikasının, puro fabrikasının, lojmanların, kreşlerin, futbol-basket sahalarının, konukevinin, Araştırma Enstitüsünün içinde yer aldığı 380 dönüm arsanın üzerinde 4 bin 100 büyümüş ağaç bulunuyor.
Bu arsa İstanbul Şehir Üniversitesi adına “irtifak hakkı” tahsisi yoluyla yıllığı 1 milyon 600 bin TL bedelle 49 yıllığına kiraya verildi.
Kimdir bu vakıf?
Bilim ve Sanat Vakfı’nın
(BİSAV) internet sitesinde yer alan yazılarından anlıyoruz ki, şimdiki başkan, yandaş Yeni Şafak Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mustafa Özel’dir.
Önceki başkanı Başbakan Erdoğan, danışmanı ise Dışişleri Bakanı Davutoğlu’dur!
İşlem aynı. TEKEL’invergi borcuna karşılık Maliye Bakanlığı’na devredilmesi sağlanan bu arsa, söz konusu Vakfa kiralanıyor.
TEKEL arsaları AKP’lilere gidiyor.
TEKEL Genel Müdürlüğüne ait Mecidiköy Likör Fabrikası binasını ve arsasını Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı satın aldı. AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e satıldı.
Beşiktaş’ta bulunan ve 1929 yılında mimar Victor Adman tarafından yapılan Astro Tütün deposu da bir AKP’liye verildi.
Şimdi Beykoz peşkeş bekliyor. Beykoz’da tam deniz kenarında bulunan lebi derya yaklaşık 71 dönüm alana sahip Paşabahçe içki fabrikasının arsası da satışa çıkarıldı. Değeri çok yüksek olan söz konusu kupon arsa, Tarabya Otelinin tam karşısında bulunuyor. İhale sonrası hangi AKP iktidar yanlısına satılacağı merak ediliyor…”
SÖZCÜ |
19 Kasım 2019 Salı
Fotoğraflar
FotoğraflarFotoğraflar
Çocukluk
Cumhuriyet yürüyüşü
TBB Sosyal Tesis-Kış Samsun-liman
Üniversite yılları
tekel
Ciphede teğmen rütbesi
Kızım ve eşim
Tekirrağ Sahil
ABD yi 50 yıl önce kovmuşutuk
Gençlik Sosyal adalet istiyor
ABD ZİYARETİ
ÇENGELKÖY İSKELE
ŞAHABETTİN KÜÇÜKYAZICI
Çocukluk
Gençlik piknikte
Mezunlar derneği- Lokalde
toplantı
Cumhuriyet yürüyüşü
TBB Sosyal Tesis-Kış Samsun-liman
Üniversite yılları
tekel
Ciphede teğmen rütbesi
Babam
Çanakkale Sahil
Kızım ve eşim
Tekirrağ Sahil
ABD yi 50 yıl önce kovmuşutuk
Gençlik Sosyal adalet istiyor
KIBRIS HAREKATINDA
ŞEHİTLERİ ZİYARET
Cephede
ABD ZİYARETİ
ÇENGELKÖY İSKELE
Fotoğraflar
ŞAHABETTİN KÜÇÜKYAZICI
Mola Yerinde/Ilgaz
Yedek Subay Okulu / Ziyaret
Çengelköy / İskele
SDD Panel
Kıbrıs/ Şehitlik Ziyareti
Şehitlikte
Şehitlerimiz
Şehitlerimiz
Harekat Sonrası / Ayer mola
Paraşüt Eğitimi/ atlayış Sonrası
Hava İndirme Tugayı /Eğitim
Kıbrıs Haraketı Bl.Komutanımızla
Kıbrıs'ta
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)